Türkiye, Kafkasya’da İran’la rekabet edebilir mi?

İran ve P5+1 ülkeleri arasında gerçekleştirilen müzakereler sonucunda varılan anlaşma İran’ın yeni dönemde Kafkasya’da daha etkin bir dış politika izleyeceği yönünde tartışmalar doğuruyor. İran’ın zaten pragmatist olan Kafkasya politikaları, yeni dönemde ekonomi ve enerji temelinde hızlı bir yükselişe geçebilir. Rusya’nın buradaki ağırlığı ve gücünü kenara bırakırsak, meselenin Türkiye’ye bakan yönü kritik bir mahiyettedir.

Yeni dönemde İran, Türkiye’nin Kafkasya’daki pasif duruşunu kendisi için avantaja çevirebilecek imkânlara sahiptir. Ancak İran’ın dini tonu ağır basan imajı ve şimdiye dek bölgede yaşadığı inişli çıkışlı ilişkileri bu konudaki hızını kesebilir. Bunu daha iyi anlamak için İran’ın bölgeye yaklaşımlarına göz atmakta fayda vardır.

Bakü, Tiflis ve Erivan’la ortaklıklar

İran ve Azerbaycan’ın ekonomi, enerji ve ulaştırma başta olmak üzere pek çok alanda devam eden iyi ilişkileri bölgesel işbirliği açısından önem taşımaktadır. Ancak İran’ın, şimdiye kadar mezhep vurgusu ve Batı karşıtı söylemler ile üzerinde etki kurmaya çalıştığı Azerbaycan’la yaşadığı sorunlar henüz unutulmadı. Hazar Denizi’nin paylaşımı meselesi, Azerbaycan’ın Batı’yla ve özellikle İsrail’le olan iyi ilişkileri ve sekülerizmden taviz vermeyişi İran için istenmeyen gerçekler olarak duruyor. Aynı zamanda ülkenin kuzeybatısında yaşayan milyonlarca Azerbaycanlı ile ilgili endişelere sahip olan İran, Dağlık Karabağ meselesinde Ermenistan’a verdiği destekten ötürü Azerbaycan için şüpheli konumdan kurtulamamıştır. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan casusluk olayları ve Hazar Denizi’ndeki keşif hareketleri sebebiyle büyüyen krizleri de ele alırsak, yeni dönemde burada bir “İran atılımı” beklemek zor olur.

Öte yandan İran’ın Ermenistan’la ilişkileri 1990′lardan beri yüksek seviyeli ortaklık temelinde devam etmektedir. Tahran’ın Erivan’a verdiği destek, Türkiye ve Azerbaycan’la kapalı sınırlara sahip olan Ermenistan için önem taşımaktadır. Şimdiye dek, Bakü-Ankara hattının Batı ve İsrail’e olan yakınlığına Erivan-Moskova ittifakına destekle cevap veren İran’ın yeni dönemde nasıl bir tutum sergileyeceği Erivan’da hararetle tartışılıyor. Örneğin bu tartışmalar sırasında bir Ermeni uzman, yeni dönemde İran’ın Ermenistan’a olan ilgisinin hızla azalacağını ve önlem alınması gerektiğini belirtti. Fakat tam bu sırada Tahran ve Erivan arasında Üçüncü Yüksek Voltaj Enerji Hattı’nın inşası için anlaşma yapıldı. Buna ek olarak yapımı devam eden hidroelektrik santralleri, demiryolu ve karayolu inşası Erivan için büyük önem taşıyor.  Zaman zaman Rusya’nın karşıt yorumlarda bulunduğu İran-Ermenistan ilişkilerinde artık Avrasya Ekonomik Birliği’nin de ağırlığı olacaktır. Batı izolasyonundan kurtulan İran, Ermenistan’daki yatırımlar konusunda Rusya ile anlaşmazlıklar yaşayabilir, Rusya burada hız kesici rol oynayabilir. Buna ek olarak, Batı’daki Ermeni lobileri İran imajının dünyaya iyi yansıtılması konusunda artık daha rahat faaliyet gösterecektir.

İran, Gürcistan’la ilişkilerini ise Batı ve Rusya etkisinden kurtarmaya çalışıyor. Kendi bünyesinde farklı etnik unsurlar bulunan İran, Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne saygı duyuyor. Ancak Gürcistan’ın özellikle 11 Eylül ve renkli devrimden sonra ABD ve NATO ile sıkı işbirliğine gitmesi, İran’ın Batı’ya karşı Rusya menfaatlerini söylem bazında da olsa desteklemesini gerektirdi. Geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan ABD’nin İran’ı Gürcistan üzerinden vuracağı söylentileri, İran’ın bu konudaki temkinli duruşu hakkında fikir verir. Gürcistan’ın zaman zaman ABD telkinleriyle İranlılara uyguladığı banka hesaplarını dondurma girişimi veya vize zorluğu çıkarması iki ülke ilişkilerinde sorun oluşturmuştu. İkili ilişkilerde İran’ın ABD, Gürcistan’ın ise Rusya endişeleri her zaman önemli rol oynamıştır. Tiflis ve Tahran’ın bu zorlu denklemde dengeyi bulma arayışı yeni dönemde değişecektir. Çünkü İran, Gürcistan için önemli bir bölgesel ortak olarak görülmektedir. Bu, bölgesel sıkışmışlıktan kurtulmak için bir zorunluluktur. İran ise Ermenistan’la kurduğu ekonomi ve enerji temelli ortaklıkları Gürcistan’a da uygulamaya hazır. Bunun için işadamlarını sürekli olarak Gürcistan’a yönlendirmektedir. Artık Tiflis-Tahran arasında daha verimli ortaklıklar gelişebilecektir.

İran’ın bölge ile ilişkileri bu minvaldedir. Türkiye ise Güney Kafkasya’da sadece iki ülke ile iyi ilişkilere sahip bir ülke olarak kısıtlı imkânlarla hareket etmeye devam edecektir. İran, Bakü-Tiflis-Erivan hattında yüksek düzeyli işbirlikleri sağlayabilir, enerji projeleri için Türkiye’nin transit koridor rolünü üstlenebilir. Bu süreçte Rusya’nın yaklaşımları da önemli bir konudur. Türkiye’nin İran’ı dengelemek için bölgede Rusya girişimlerini ne ölçüde destekleyeceği merak edilmektedir.

Mehmet Fatih ÖZTARSU

You can leave a response, or trackback from your own site.

Leave a Reply

Powered by WordPress | Designed by: Free Web Space | Thanks to Best CD Rates, Boat Insurance and software download