Azerbaycan’ın Yeni Tarz-ı Siyaseti

Azerbaycan’da 31 Ekim-3 Kasım tarihleri arasında düzenlenen III. Bakü Uluslararası Humanitarian Forum ile büyük bir işe imza atıldı. 100 ülkeden 750’yi aşkın katılımcısıyla düzenlenen forumda siyaset, kültür, ekoloji, medya, bilim-teknik ve biyoteknoloji başta olmak üzere pek çok önemli konuda beyin fırtınası gerçekleştirildi. Şimdiye dek bu denli geniş içeriğe sahip olmayan forumlarla karşılaştırıldığında, Azerbaycan siyasetindeki çok yönlü değişimi daha rahat izleyebiliriz.

İlham Aliyev cumhurbaşkanlığı görevine yeniden seçilişinin ilk günlerinde dünyanın dört bir tarafından ağırladığı misafirlerine yaptığı forumun açılış konuşmasında dünyadaki entelektüel kesimin önemli bir bölümünü Bakü’de ağırladıklarını belirtti. Azerbaycan’daki Zerdüşt tapınaklarının ve ilahi dinlere ait mabetlerin hepsinin restore edildiğini ve bunun Azerbaycan’daki hoşgörünün yansıması olduğunu belirten Aliyev bölgesel sorunların uzlaşmacı bir siyasetle çözüleceğini dile getirdi. Bu siyaseti benimseyen Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ meselesiyle etnik temizlik operasyonuna uğradığını ifade eden cumhurbaşkanı Kafkasya’nın huzuru için bu tür forumları aracı kılacaklarını açıkladı.

Foruma Türkiye’den davet edilen en önemli isimlerden olan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, Türkiye’nin Kafkasya ve Orta Asya siyasetinde unutulmaz bir aktör olduğu hem ülke siyasetçileri hem de medya tarafından dile getirildi. Türkiye ve Azerbaycan’ın bu derece yakın olması dünyanın farklı ülkelerinden foruma katılan yüksek düzeyli devlet adamları ve entelektüel camiası tarafından da ilgiyle idrak edildi.

Bu önemli forum aslında Azerbaycan’ın yeni dönemde izleyeceği farklı politikalar hakkında ipucu sunmaktadır. Gün geçtikçe gelişen ve enerji projelerindeki etkin yerini koruyan Azerbaycan’ın dünyaya kendisini tanıtmak için oldukça etkileyici bir yol izlediği açıkça görülüyor. Özellikle topraklarının beşte birinin Ermenistan tarafından işgal altında tutulması konusunda bölgesel güvenliğin tehdit altında oluşu ve bunu dünyaya doğru bir şekilde yansıtabilme gayreti yeni dönemde artacaktır. Dünyada Ermeni lobisinin faaliyetlerini göz önünde bulundurursak, katliamların yapıldığı Karabağ meselesinde dahi Azerbaycan aleyhinde girişimlerde bulunulduğu bilinmektedir. Haklı bir davanın suçlanan tarafı olarak zamanında çeşitli siyasi ve ekonomik yaptırımlara uğrayan Azerbaycan’ın kamu diplomasisinin farklı türlerini uygulaması Kafkasya’da barışın tesisi için de önem taşımaktadır.

Programın ilk gününde, forumun Bakü’de düzenlendiği ve bu şehrin yabancılar için göz boyayıcı modernlikte olduğu yönünde haber üreten çeşitli medya organları, yüzlerce misafirin Azerbaycan’ın geri kalanı ile ilgili bilgilendirilmediğini savundu. Ancak forum organizasyonu dâhilinde Guba, Gebele, Lenkeran, Gence ve Nahçivan gibi bölgelere yapılan ziyaretler Bakü’nün esas niyetinin daha farklı olduğunu gözler önüne serdi. Dünyanın öteki ucundan gelen bilim adamları yüzyıllar boyunca Azerbaycan’da yaşanan hoşgörü atmosferini delilleriyle bu bölgelerde görme şansını elde etti. Örneğin Kafkasya’nın orta noktalarından olan Gebele şehrindeki Çukur köyünde yapılan tarihi kazılarda ortaya çıkan manzara yabancı heyetleri hayretler içerisinde bıraktı. Paganist, Musevi, Hıristiyan ve Müslüman ölülerin aynı şehir içerisinde gömülü olduğu belirlenmiş ve ölülerin kendi dinleri usulünce gömüldüğü gün yüzüne çıkarılmış. Vaktiyle İpek Yolu güzergâhında önemli bir konuma sahip olan Gebele’de kimse bir başkasının mezarını ve yapıtını yıkmamış, hepsi bugüne kadar korunmuş.

Gebele ve Şeki şehirlerinde büyük bir özenle korunan Alban ve Udin kiliseleri de delegasyonun büyük hayranlığını kazanmış, Azerbaycan’ın çok kültürlü yapısından hayranlıkla bahsedilmiştir. Bugün Azerbaycan’ı kültürel soykırımla suçlayan Ermeni diasporasının Ermenistan’da buna benzer manzara göstermesi mümkün değil. Çünkü hali hazırda nüfusun ufak bir bölümünü teşkil eden Yezidiler dahi korkularından dolayı silik bir vaziyette yaşamayı tercih etmiştir. Dönemin Selçuklu ve diğer Türk devletlerine ve beyliklerine ait eserlerden ya iz kalmamış ya da birkaç tanesi harabe halinde bırakılmıştır. Elbette bu durum dünya tarafından ancak bu tür programlar yoluyla öğrenilebilir ve gerçeğe bu şekilde varılabilir.

Azerbaycan’ın yeni tarz-ı siyaseti takdiri hak ediyor. Hem ülkenin gerçek önemini vurgulamak hem de sahip olunan sorunların esas kaynağını dünyaya göstermek açısından izlenen bu yol, Azerbaycan’ı bölgede önemli bir konuma taşıyacaktır. Umulur ki, Karabağ meselesi de barışçıl yollarla çözülür ve ileriki dönemlerde hem bölge devletleri hem de dünya delegasyonu Kafkasya’yı gezip görebilmek için daha geniş imkânlara sahip olur.

Mehmet Fatih ÖZTARSU

You can leave a response, or trackback from your own site.

Leave a Reply

Powered by WordPress | Designed by: Free Web Space | Thanks to Best CD Rates, Boat Insurance and software download