Demokratik Gürcistan’da Yeni Bir Dönem Başladı

Gürcistan’da demokratikleşme hareketinin önünü açan Gül Devrimi’yle yönetime gelen ve ülkeyi Sovyet sisteminden arındırıp Batı ile yakınlaştıran Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’nin dönemi sona erdi. 27 Ekim’de gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Gürcü Rüyası Koalisyonu adayı Giorgi Margvelaşvili yüzde 60’tan fazla oy oranıyla seçimleri kazandı.

Seçimlerde yüzde 20’lik oy oranına kavuşan Davit Bakradze ise Saakaşvili’nin adayı ve önemli bir siyasetçi olmasına rağmen istediği başarıyı elde edemedi. Giorgi Margvelaşvili, Ekim 2012’de Başbakan olarak göreve başlayan Bidzina İvanişvili’nin yakın arkadaşı ve Gürcü Rüyası Koalisyonu’nun adayı olarak kamuoyuna tanıtılmıştı. Siyasi tecrübesi az olan Margvelaşvili Gürcü Rüyası Koalisyonu döneminde Eğitim Bakanlığı ve Başbakan yardımcılığı görevlerini sürdürmüştü.

Anayasada cumhurbaşkanının görevlerinin kısıtlanması sebebiyle Margvelaşvili sadece dış ilişkilerde ülke temsilciliği ve ordu başkomutanlığı gibi sıfatlarla hareket edebilecek. Ancak hükümet gücünün artırıldığı Gürcistan’da Mihail Saakaşvili’nin gidişiyle farklı bir denge politikasının oluşturulacağı beklenmektedir. Aynı zamanda Başbakan Bidzina İvanişvili’nin, yeni cumhurbaşkanının seçilmesiyle görevinden istifa edeceğini açıklaması yeni tartışmalar doğuruyor. Buna rağmen, İvanişvili’ye yakın bir ismin aday gösterilecek olması mevcut siyasi rotada herhangi bir değişimin olmayacağını gösteriyor. Yani Margvelaşvili ve şimdiki hükümet herhangi bir anlaşmazlık olmadan daha rahat siyaset yapabilecek.

Son bir yıldır büyük siyasi değişimlere sahne olan Gürcistan’da eksen kayması tartışmaları yaşanmış, özellikle Rusya’yla yakınlaşma çabaları büyük eleştirilere sebep olmuştu. Hükümetin şu ana kadar izlediği politikalar önümüzdeki süreçte bölge siyasetinin nasıl olacağıyla ilgili ipuçları barındırmaktadır.

Mevcut hükümette Batı yanlısı siyasetçilerin çokluğuna rağmen Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi yönünde büyük uğraşlar verildi. Bu doğrultuda, Rusya pazarına Gürcü mallarının girmesi için, Rusya’nın isteksiz tavrına rağmen, sayısız görüşmeler yapıldı. Neticede, Gürcistan kısmen de olsa bu konuda istediğini elde etti. Aynı zamanda Abhazya ve Güney Osetya sorunlarını kısa sürede çözme beklentisiyle bazı hatalı girişimler de meydana geldi ve Rusya ile istenen seviyede diyalog kurulamadı.

İvanişvili’nin Rusya ile ilişkileri geliştirme kapsamında Ermenistan’la da yakınlaşma siyaseti iki ilginç gelişmeye sebep oldu. Birincisi, iktidarının ilk aylarında Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu’nun Gürcistan için herhangi bir öneminin olmadığını söyleyen İvanişvili, Abhazya Demiryolu projesini canlandıracaklarını ve Ermenistan’ı Rusya’ya bağlayacaklarını açıkladı. Yapılan bu açıklama Azerbaycan başta olmak üzere pek çok devlet tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Bu girişimin temelsiz olduğunu belirten Rusya’nın olumsuz tavrı sebebiyle söylem değişikliğine giden İvanişvili, Ocak 2013’te alınan genel af kararı kapsamında Ermeni aktivisti Vahagn Çakalyan’ı serbest bıraktı. Gürcistan Ermenileri arasındaki ayrılıkçı faaliyetleriyle bilinen ve Mihail Saakaşvili’nin isteğiyle 10 yıl hapse mahkûm edilen Çakalyan’ın, Erivan’daki siyasi ve dini otoritelerin ricasıyla serbest bırakılması Saakaşvili’nin tepkisini çekse de, Erivan tarafından büyük memnuniyetle karşılandı. Kısacası, Çakalyan meselesi Gürcistan-Ermenistan ilişkilerinin ilerlemesi için kısa sürede çözüldü.

Batı ile ilişkiler konusunda herhangi bir değişikliğin olmadığını belirten hükümet, son yıllarda Afganistan’da yaşanan asker ölümleri ve halkın bu konudaki baskısı sebebiyle bu ülkedeki askeri operasyonlara katılmama kararı aldı. Ancak ülkenin barış misyonu kapsamındaki desteğinin devam edeceğini belirten yetkililer, herhangi bir olağanüstü hal durumunda göreve hazır olduklarını açıkladı. NATO ile ilişkilere özel önem veren Gürcistan’ın Avrupa Birliği konusundaki değişmez tavrı da göz önünde bulundurulursa, Rusya ve Batı arasında bir denge politikasının arzulandığı görülebilir. Kasım ayında Vilnius’ta imzalanacak olan ortaklık anlaşması sonrasında ilerleyeceği tahmin edilen diyalog sürecinde Gürcistan’ın yeni politikası daha rahat anlaşılabilecektir.

Yeni hükümet ve cumhurbaşkanının Rusya yanlısı olduğunu iddia etmek için henüz erken ve bunu doğrulayıcı bir gerçek bulunmuyor. 10 yıldır devam eden Batı yanlısı ve kısmen Rusya karşıtı siyaset yerini Batı ve Rusya ile verimli ilişkiler mantığına bırakıyor. Elbette bu konudaki yetkinlik ve siyasi beceri önümüzdeki süreçte ortaya çıkacaktır. 2008 Rusya-Gürcistan Savaşı’yla büyük hata yaptığı halk tarafından kabul edilen Mihail Saakaşvili’nin ülkeyi dönüştürme misyonu sona erse de geride bıraktığı siyasi gelenek yapıcı etkisini devam ettirecektir. 2012 meclis ve 2013 cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki demokratik görev değişimi bunun açık göstergesidir. Yeni dönemde hareket edilecek zemin, Batılı değerlerin benimsendiği ve bölge ülkeleriyle iyi ilişkilerin geliştirileceği bir siyasi atmosferle birlikte, toprak bütünlüğünün sağlanmasına dayanmaktadır. Hali hazırda Gürcistan’ın Rusya ile ilişkiler konusundaki yaklaşımları ve ülke içindeki azınlıklarla ilgili sorunlara yönelik çözüm önerileri, ele alınması gereken acil konular arasındadır.

Mehmet Fatih Öztarsu

You can leave a response, or trackback from your own site.

Leave a Reply

Powered by WordPress | Designed by: Free Web Space | Thanks to Best CD Rates, Boat Insurance and software download