Gürcistan Hatasını Anladı : “Affet Bizi Mişa !”

Öyle bir ülke düşünün ki, yetmiş yıl komünist idaresinde yaşamaya mahkum bırakılmış ve bu süre içerisinde milli ve dini değerleri başta olmak üzere gündelik hayatta kendisine ait olan her şeye el konulmuş, hür yaşam kısıtlanmış ve kendisine benzeyen diğer tutsak ülkeler gibi tek tipleştirilmeye maruz bırakılmış.

Yine aynı ülke, bu idareden kurtulduğuna sevinemeden yetmiş yıl boyunca iliklerine kadar kendisini sömüren sistemin artıklarıyla devlet mekanizmasını devam ettirmeye çalışmış. Adına köhnemiş Sovyet sistemi dediğimiz bu mekanizma halâ pek çok eski Sovyet ülkesinde ölüm sonrası varlığını devam ettiren bir ruh halinde yaşıyor.

Gürcistan, yaşadığı Sovyet tecrübesinden silkinmeyi kısa vadede başaran nadir ülkelerden birisi. Renkli devrimle iktidara gelen Mihail Saakaşvili’nin izlediği Batı güdümlü politikalar ülkenin pek çok alanda reformlara tabi tutulmasını sağlamış ve devraldığı enkazı büyük bir başarıyla mamur hale getirmiştir. Elbette Sovyetler Birliği’nin bu tip ülkeler üzerinde kurguladığı etnik ve bölgesel çatışmalar oyunundan dolayı milliyetçi politikalar yoluyla pek çok hata yapılmış ve bugünkü Çar’ın oluşmasını istediği çeşitli sorunlar meydana gelmiştir. Abhazya ve Güney Osetya meseleleri Gürcistan’ın yumuşak karnı. Buna ilaveten Saakaşvili’nin iktidar hırsıyla rakip tanımaması, milliyetçi politikalardan medet umması gibi konular da onun eleştirilmesi gereken yanları. Fakat Gürcistan ülkesi komşusu Ermenistan gibi ablukaya alınmış ve Sovyet sonrası oligarkların yönettiği bir ülke gibi olmaktan kurtulmuştur. Bunu da halk büyük oranda Saakaşvili yönetimine borçludur. Ülkenin Batı tarafından fonlanması, enerji politikalarından büyük gelirler elde etmesi ve bu yüzden jeopolitik öneminin artması, halkın yaşayışından devlet mekanizmasına kadar her yerde Sovyet mantalitesinin kenara atılması ve en önemlisi Gürcistan’ın açık bir toplum haline gelmesi bir Sovyet ülkesi için çok büyük gelişmelerdir. Çünkü bu ülkenin, komşusu Azerbaycan’daki gibi doğal kaynakları zengin değildir. Yapması gereken tek şey, Rusya’nın gazabını üzerine çekse de, ilerlemek için doğru stratejiler geliştirmektir.

Bahsi geçen ilerlemeyi sağlamak, alt yapısı Sovyetler’den devralınan bir ülke için oldukça zordur. Nitekim halkın da buna hazır hale getirilmesi, en azından alıştırılması için zamana ihtiyaç vardır. Fakat halk, bu ilerlemeyi takdir ederken, hayat pahalılığının artışından da şikayetçi. Bu yüzden, seçim sürecinde milyarderliği ve hayırseverliği ile nam salan işadamı Bidzina İvanişvili’nin vaadleri halk için daha makul göründü. Ekim 2012’de gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde “daha çok kazanç” vaadini sürdüren İvanişvili iktidara geldi.

Vaadler ile Reel Siyaset Arasındaki İnce Çizgi

Kabul etmek gerekir ki, demokrasi iklimden iklime ve bölgeden bölgeye değişebilir bir değerdir. Her yerde aynı şekilde uygulanması ve aynı etkiyi oluşturması beklenemez. Bu yüzden, halkın gerçek anlamda tebaa olmaktan ayrılması için epey mesafe kat etmek gerekir. Bugün Gürcistan’da halk demokrasiyi günü kurtarma olgusu olarak görme hatasına düşmüş ve o renkli devrimi gerçekleştiren heyecan, yerini daha fazla kazanca ve rahat yaşam tarzı arayışına bırakmıştır.

Milyarder İvanişvili’nin kendi servetini halkının refahı için cömertçe harcayacağını düşünen tebaa da bu yanılgının acısını çekmeye başladı. Şoförler, maden işçileri ve hatta mahkumlar yeni hükümetin seçimden bir gün sonra ülkeyi mamur hale getirmediğini görünce ardı sıra eylemler tertipleyerek yaşam şartlarının iyileştirilmesini talep eder hale geldi. Bu eylemler öyle bir sınıra ulaştı ki, yeni hükümetin Saakaşvili’ye yakın olan yerel yönetimlerle ciddi bir mücadeleye girişmesine de yol açtı. Fakat hayırsever işadamı İvanişvili halkın bu talepleriyle ilgilenmek yerine, kendi eşrafının konumunu sağlama almak için devlet içerisinde kadro çatışmalarının başlamasına sessiz kaldı.

Renkli devrime giden süreçte Tiflis’in caddelerine sloganlar yazan özgür bireyler bugün Tiflis’in aynı sokaklarına, yerel ağızda Mihail Saakaşvili’yi kastederek, “Affet Bizi Mişa !, Hatamızı Anladık !” yazıyorlar. Yeni hükümetin kendi tebaasına nasıl bir kalkınma programı hazırlayacağı kenarda dursun, bugün Gürcistan’ı Gürcistan yapan Avro-Atlantik ilişkilerinin temeline de dinamit koyulacağının sinyalleri alınıyor. Rusya’yla mükemmel ilişkiler hedefleyen iktidarın attığı her adımdan elbette komşu ülke Türkiye de büyük oranda olumsuz etkilenecek. Gürcistan’ın Kafkasya’da Batı için sahip olduğu önem önümüzdeki süreçte çok daha iyi anlaşılacak. İvanişvili’nin gelişini “halkın hür iradesi”ne bağlayıp alkış tutan Batı, son kalesini kaybederken aynı sloganı tekrarlayacak : “Affet Bizi Mişa !”

Mehmet Fatih ÖZTARSU

You can leave a response, or trackback from your own site.

Leave a Reply

Powered by WordPress | Designed by: Free Web Space | Thanks to Best CD Rates, Boat Insurance and software download