Madrid Prensipleri ve Karabağ Görüşmeleri

Dağlık Karabağ meselesini çözmek için faaliyet gösteren Minsk Grubu’nun bugünlerde soruna taraf olan ülkeleri çeşitli yollarla uzlaştırma çalışmalarında bulunması ve buna zıt bir şekilde ülkelerin zaman zaman sert demeçler vermesi Karabağ mevzusunda yeni bir çıkmazın oluşacağı yönünde kanaat oluşturmaktadır. Bu yıl konuyla ilgili ne tür gelişmelerin yaşanacağı, geçen yıl gerçekleştirilen görüşmeler ve alınan kararlar ışığında öngörülebilir. Ayrıca gruba atanan yeni Rus Eşbaşkanın vurguladığı çözüm önerileri, Karabağ meselesinde Rusya’nın etkisinin eskisine göre daha da artacağı yönünde izlenim vermektedir.

Dağlık Karabağ sorunu 2009 yılı boyunca AGİT bünyesinde pek çok defa gündeme alınmış ve konuyla ilgili çeşitli çözüm önerileri tartışılmıştır. Türkiye’nin protokol girişimleri ve Minsk Grubu görüşmeleri bir kere daha göstermiştir ki, bu sorunun mutabakat yoluyla çözüme ihtiyacı vardır. Fakat Minsk Grubu’nun son yılki faaliyetleri önceki yıllarda sergilediği performanstan farklı olmamış ve grup yeni çözüm önerileri oluşturmada yeterli etkiyi gösterememiştir.  
 
Karabağ meselesinde önemini koruyan Türkiye-Ermenistan ilişkilerindeki en önemli etki Nisan ayında kendisini göstermiştir. Bu etkiyle Dağlık Karabağ sorunu yeniden uluslararası platformda tartışılır hale getirilmiş ve Azerbaycan’ın razı olmadığı bazı gelişmelerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bundan dolayı yıl içerisinde Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerinde zaman zaman gerilmeler yaşanmıştır. Türkiye tarafı Ermenistan’la geliştirilecek ilişkileriyle ilgili olarak Ermenistan’a birkaç kez Dağlık Karabağ’dan ve işgal edilen diğer bölgelerden çekilmesi gerektiğini vurgulamıştır. [1] Bunu takiben Başbakan Recep Tayyip Erdoğan son gelişmelerle ilgili olarak Bakü’yü ziyaret etmiş ve mevcut konunun hassasiyetini burada da vurgulamıştır. Fakat öte yandan Ermeni lider Serj Sarkisyan yeni ilişkilerde Dağlık Karabağ meselesinin ön şart olarak sunulmaması gerektiğini belirtmiş ve eğer Türkiye Ermenistan’la yakın ilişkiler kurmak istiyorsa bundan derhal vazgeçmesi önerisinde bulunarak şu demeci vermiştir: “İkili taraflarca tartışılan Türkiye ve Ermenistan ilişkileri ayrı mevzu, Dağlık Karabağ meselesi ayrı mevzudur.”[2]
 
Mayıs ayında Azerbaycan ve Ermenistan liderleri Minsk Grubu aracılığı ile Prag’da görüşme gerçekleştirmişlerdir. Eşbaşkan Matthew Bryza oldukça olumlu bir havada yapılan görüşmenin sonunda iki tarafın da temel noktalarında anlaşma sağladıklarını belirtmiştir. Ancak Azerbaycan görüşme sonrasında Ermenistan’ın yapıcı tavırlar sergilemediğini ve barış için herhangi bir olumlu fikre sahip olmadığını belirtmiştir. Bir sonraki önemli görüşme ise Temmuz ayında gerçekleştirilmiştir. Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya liderleri Moskova’da bir araya gelmiş ve son gelişmeleri 2007 yılında belirlenmiş olan esas kriterlere, yani Madrid Prensipleri’ne göre değerlendirmişlerdir. Bu görüşme sonrasında da herhangi bir somut adım atılmadığı belirtilmiş ve eşbaşkanlar Mathew Bryza ve Bernard Fassier Ağustos ve Eylül aylarında çatışma bölgesine yeni ziyaretlerin gerçekleştirileceğini, Ekim ayında ise taraflar arasında muhtemel bir anlaşma sağlanacağını belirtmişlerdir. [3] Kısa bir süre sonra ise Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla protokoller hazırlanmış ve bu konuda Dağlık Karabağ sorununa yer verilmemiştir. Son görüşmelerle ilgili olarak geçmişteki bazı esas noktalara göz atmakta fayda vardır. 2009 yılındaki görüşmelerde eşbaşkanlar ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan Madrid Prensiplerinin yenilenmiş halini birçok kere dile getirmişlerdir.
 
Minsk Grubu’nun şimdiye dek taraflara sunduğu en makul taslaklardan olan Madrid Prensipleri, eskiye nazaran ılımlı bir hava oluşturmuş ve taslağın içeriği taraflar açısından uygun hale getirilerek Karabağ sorununun çözümü hakkında belirleyici yönlendirmeler sunması sağlanmıştır. Karabağ sorununda bugünkü gelinen noktayı anlamak için Madrid Prensipleri’nin ilk ve genişletilmiş haline göz atmak gerekmektedir. Uzunca bir süre kamuoyuna sunulmayan Madrid Prensipleri esasta ve sonraki düzenlemelerle hem taraf ülkelere hem de uluslararası camiaya yönelik tavsiyelerle zenginleştirilmiştir.
 
Genişletilmiş Madrid Prensipleri neleri içermektedir?
 
29 Kasım 2007 tarihinde Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ve Ermenistanlı mevkidaşı Vartan Oskanyan Madrid’de Minsk Grubu Eşbaşkanları ile görüşmüşlerdir. Bu görüşmede grup eşbaşkanları taraf ülkelere yeni bir barış planı sunmuşlardır. Sunulan plana kısa bir süre sonra Madrid Prensipleri adı verilmiştir. Bu plan Azerbaycan ve Ermenistan tarafından iyimser havayla karşılanmış ve planın sunuluşundan sonra da üzerinde gerekli düzenlemeler yapılarak varlığı devam ettirilmiştir.
 
Sonraki görüşmelerde temel alınacak bu bildirge Dağlık Karabağ sorununun çözümü için önem taşımaktaydı. Genel olarak ele alınırsa, Madrid bildirisinde yer alan maddeler şunlardır;
 
-   Dağlık Karabağ’ın çevresinde işgal edilmiş olan bölgeler boşaltılmalı,
-   Ermenistan ile Dağlık Karabağ irtibatını sağlayan koridor açılmalı,
-   Barış gücünün işlevini yerine getirecek uluslararası güvence sağlanmalı,
-   Bütün göçmenler topraklarına dönmeli,
-   Dağlık Karabağ Ermenilerine gerekli güvence verilerek kendilerini idare etme hakları tanınmalı,
-   Dağlık Karabağ’ın hukuki konumunun belirlenmesi için inisiyatif kullanılmalı.[4]
 
Bu temel maddeler Madrid Prensipleri’nin mahiyeti hakkında az da olsa bilgi vermektedir. Bunlara ek olarak prensiplerin daha detaylı hali, sorunun çözümü konusunda esas noktaları içermekte ve taraf devletlerin konuya bugünkü yaklaşımları hakkında bilgilendirici olmaktadır. Detaylı haliyle Madrid Prensipleri, sorunun nihayete ulaşması için çalışan tüm taraflara tavsiye niteliğinde olan çözüm önerileri sunmaktadır.[5]
 
Azerbaycan ve Ermenistan liderlerine tavsiyeler:
 
1. 2008 yılında gerçekleştirilecek olan seçimlere kadar aşağıdaki ilkelerden ibaret olan senedi uygun hale getirmeliler:
a. Güvenlik ve uluslararası barış gücünün konumu garanti altına alınmalıdır.
b. Ermenistan ve Dağlık Karabağ silahlı güçleri, Kelbecer ve Laçin başta olmak üzere Dağlık Karabağ çevresinde işgal edilmiş olan bütün arazileri terketmelidir.
c. Kaçgın ve göçkünler kendi topraklarına geri dönmelidir.
d. Dağlık Karabağ’ın mevcut statüsü oylama sistemiyle belirlenmeli; bunu gerçekleştirene dek geçici statüsü tayin edilmeli, bütün nakliyat ve ticaret yolları açılmalıdır. 
2. Tüm senet üzerinde mutabakat sağlanmadığı durumda tartışmalı bölümler belirtilmeli.
3. 2008 yılında gerçekleştirilecek olan seçimlerle ilgili kampanyalarda siyasi liderlerin barışa ve huzura yönelik olumlu hava oluşturmaları için uygun ortam hazırlanmalı.
 
Ermenistan ve Azerbaycan hükümetlerine ve ayrıca Dağlık Karabağ de-facto yönetimine tavsiyeler:
 
4.1994 yılında imzalanan ateşkese uygun hareket edilmelidir. Güç gösterileri bırakılmalı; savunma bütçelerinin artırılması, karşılıklı ithamlar, barıştan uzak ve tahrik içerikli demeçler bırakılmalıdır.
5.Diplomasi dışındaki faaliyetlere ve yukarıda belirtilen ilkeler dahil olarak üzerinde uzlaşılmış olan kararlar hakkındaki müzakerelere devam edilmelidir. Ülke meclisleri dahi bu tarz müzakerelerin yapılmasına teşvik edilmeli ve Azerbaycanlılar ile Ermeniler arasındaki ilişkilerin kuvvetlendirilmesine çalışılmalıdır.
6. Dağlık Karabağ’ın de-facto yönetimi işgal edilmiş olan arazilere Ermenilerin yerleştirilmesine, ilgili bölgelerde özelleştirme faaliyetlerinin devamına, yeni inşa alanlarının oluşturulmasına ve yerli binaların yapımına son vermelidir.
7. Azerbaycan Karabağ Azerbaycanlılarına kendi topluluklarının liderini seçme imkanını tanımalı, petrol gelirlerinden bütün vatandaşlarının ve göçmenlerin faydalanabilmesi için şeffaflığın artırılması ve rüşvetin azaltılması konusunda çalışmalarda bulunmalıdır.
 
Minsk Grubu’nun eşbaşkanlarına (Fransa, Rusya ve ABD) ve uluslararası camiaya tavsiyeler:
 
8. Esas ilkelerin kabulü için mevcut çalışmalar ilerletilmeli, 2008 yılında Ermenistan ve Azerbaycan’da gerçekleştirilen seçimlerden sonra da konuyla ilgili çalışmalara devam edilmeli ve bu konuda çıkabilecek herhangi bir fikir ayrılığı tutanaklara geçirilmelidir.
9. Eşbaşkanların temsilcilik seviyeleri artırılmalıdır. Ermenistan ve Azerbaycan’la iki taraflı ve çok taraflı ilişkiler zamanında ise Dağlık Karabağ sorunu hakkında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
10. Görüşmeler hakkında daha çok bilgilendirme yapılmalı ve bazı beyanatların abartılmasının önüne geçilmelidir.
 
Avrupa Birliği’ne tavsiyeler:
 
11. a. Avrupa Birliği’nin Güney Kafkasya özel temsilcisinin rolü artırılmalı ve bu temsilci Minsk sürecini yakından takip etmeli, bu yolla bütün taraflar arasında ilişkiler kurabilmeli ve Dağlık Karabağ’a ziyaretler gerçekleştirebilmelidir. Azerbaycan’da göçmen duruma düşmüş olan vatandaşlarla iletişim sağlanabilmeli ve bunu takiben Avrupa Komisyonu ile ekonomik destek konusunda çalışmalar yapılmalı.  
 
b.Avrupa Komşuluk Stratejisi programından ve ekonomik destek çalışmalarından istifade ederek insan hakları ile hukukun üstünlüğüne karşı itimadın sağlamlaştırılmasına hizmet edecek olan kurumların oluşturulması yönünde çalışmalar yapılmalıdır.[6]
 
2009 yılında yapılan görüşmelerde sıkça dile getirilen Madrid Prensipleri’nin yakın gelecekte sorunun çözümü için hareket noktası olacağı izlenimi verilmektedir. Burada hem çatışma taraflarına hem de Dağlık Karabağ yönetimine sunduğu tavsiyelerle, sorunun savaş dışında da çözülebileceği mesajı verilmiştir. Aynı yılın Ekim ayında Ermenistan protokollerle ilgili olarak Dağlık Karabağ meselesindeki tavrını koruyacağını yinelemiştir. Bunu takiben, Ekim ayının son günlerinde Azerbaycan ve Ermenistan meclis üyeleri Rus meclisinde yeni bir görüşme gerçekleştirmişlerdir. Bu görüşme, Ermenistan’ın öne sürdüğü şartlar ve yakın gelecekte oluşturulması istenen yeni yol haritasıyla ilgili destek sözlerini içeren bir buluşma niteliğindedir.
 
Kasım ayında, eşbaşkanlar Karabağ meselesini tartışmak üzere Serj Sarkisyan ve Edward Nalbandyan ile Erivan’da görüşmüşlerdir. Bu görüşmenin amacı da, Azerbaycan lideri İlham Aliyev ile Ermenistan’ı yeniden bir araya getirmekti. [7] Serj Sarkisyan’ın sözcüsü Samuel Farmanyan; Azerbaycan’ın Karabağ ile ilgili tehditlerini bırakmaması halinde, Karabağ’ı bağımsız bir devlet olarak tanıyacaklarını belirtmiştir.[8]
 
Eşbaşkanlar 2009’un son faaliyeti olarak Bakü’de buluşmuşlardır. Fakat bu da, tarafların medyaya herhangi bir açıklamada bulunmamasından dolayı etkisiz bir görüşme olarak nitelendirilmiştir. Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ile lider İlham Aliyev taraflarla görüşmüş ve görüşme sonunda Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Elhan Polohov, Minsk Grubu’nun geçmiş yıllara göre daha faal olması gerektiğini belirtmiştir.[9]
 
Mehmet Fatih ÖZTARSU – Kafkasya Uzmanı


[1] Haber7, 07.05.2009, http://www.haber7.com/haber/20090410/Basbakan-Erdoganin-Ermenistan-sarti.php, Erişim tarihi: 04.05.2010.
[2] Ria Novosti, 22.05.2009, http://en.rian.ru/world/20090522/155065747.html, Erişim tarihi : 05.05.2010.
[3] Yeni Şafak Gazetesi, http://yenisafak.com.tr/Dunya/?c=4&i=199407, Erişim tarihi : 01.05.2010.
[4] Mehmet Fatih Öztarsu, Dağlık Karabağ Sorunu’na Çözüm Arayışlarında Minsk Grubu ve Komşu Devletler’in Rolü, Türksam, http://www.turksam.org/tr/a1779.html.
[5] Araz Aslanlı, Karabakh Problem – History, Essence, Solution Process, (Baku Nurlar Press, 2009), s.97.
[6] Aslanlı, Karabakh Problem…s.98-99.
[7] Ria Novosti, 06.11.2009, http://en.rian.ru/exsoviet/20091106/156728500.html, Erişim tarihi : 02.05.2010.
[8] Asbarez, 23.11.2009, http://www.asbarez.com/2009/11/23/armenia-will-recognize-karabakh-if-azeri-threats-continue/ , Erişim tarihi : 05.05.2010.
[9] TurkishNY, 05.11.2009, http://www.turkishny.com/headline-news/2-headline-news/18559-agt-minsk-grubu-e-bakanlar-bakuede, Erişim tarihi : 06.05.2010.
You can leave a response, or trackback from your own site.

Leave a Reply

Powered by WordPress | Designed by: Free Web Space | Thanks to Best CD Rates, Boat Insurance and software download