Gürcistan’da Saakaşvili Dönemi Sona Erdi

Gürcistan 27 Ekim tarihinde dördüncü cumhurbaşkanını seçmek için sandığa gitti. On yıllık Mihail Saakaşvili dönemini sona erdiren seçimler pek çok Sovyet ardılı ülkeye örnek olacak şekilde gerçekleştirildi.

2003 yılındaki Gül Devrimi’yle birlikte demokratikleşme ve Batılılaşma yolunda önemli mesafe kat eden Gürcistan’da son yıllarda yaşanan hayat pahalılığı ve Rusya ile sürdürülen geçimsiz politikalar halkın Saakaşvili’ye olan yaklaşımlarını olumsuz yönde etkiledi. Bu zaman diliminde yönetime alternatif olarak görülen çeşitli muhalif grupların ortaklığıyla oluşturulan Gürcü Rüyası Koalisyonu, Ekim 2012’de gerçekleştirilen parlamento seçimlerini kazandı. Başbakanlık görevine gelen işadamı Bidzina İvanişvili kısa zamanda Saakaşvili yanlısı siyasetçilerin tasfiye edilmesini sağlayacak tutuklama ve hapsetme işlemlerini tamamladı. Ülke siyasetinde Saakaşvili’ye yakın olan herkes yeni hükümetin kendi haklarında çıkardığı yolsuzluk davalarıyla meşgulken, İvanişvili ülkeye yeni bir siyasi anlayışın hâkim olması gerektiğini belirtiyordu.

 27 Ekim tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine anayasadaki engelden dolayı yeniden adaylığını koyamayan Saakaşvili, kendisine en yakın isimlerden olan Davit Bakradze’yi seçim sürecine dâhil etti. Başbakan Bidzina İvanişvili ise yakın arkadaşı olarak nitelendirdiği Giorgi Margvelaşvili’yi Gürcü Rüyası Koalisyonu’nun adayı olarak gösterdi. 41 yaşında olmasına rağmen son derece tecrübeli bir siyasetçi olan Bakradze, 44 yaşındaki rakibi Giorgi Margvelaşvili karşısında gösterdiği performansla takdir edilse de, istediği oy oranına ulaşamadı. Margvelaşvili seçimleri yüzde 60’dan fazla oy oranıyla kazanırken, Bakradze sadece yüzde 20 civarında seyredebildi. Kamuoyunun son bir yıl içerisinde tanıdığı ve hatta özel yaşamının Gürcü toplumuna uyuşmamasından dolayı çeşitli kesimlerin tepkisi çeken Margvelaşvili’nin başarısının esas sebebi Gürcü Rüyası’ndan aday gösterilmesidir.

2008’de yaşanan Rusya-Gürcistan Savaşı’nın büyük bir hata olduğunu savunan halk, bu dönemden sonra artan hayat pahalılığı ve komşularla geçimsiz politikalardan duyduğu rahatsızlığı sandıklara yansıttı. Ülkeyi inanılmaz bir hızla modernleştiren ve demokratikleştiren Saakaşvili’nin bu gayretleri takdir edilse de, gelinen noktada farklı siyasi tercihlerin denenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Saakaşvili’ye yakın siyasilerin zaman içinde yaptığı yolsuzluk, halk üzerinde olumsuz etki oluşturmuş ve Bidzina İvanişvili’nin bu kişileri adalet önüne çıkarması Gürcü Rüyası’nın popülaritesini artırmıştır. Ancak yine de yeni hükümetin göreve gelişinin her şeyi değiştirmediğini fark eden halk zaman zaman düzenlediği protesto gösterileriyle ülkedeki gidişatın düzeltilmesi talebini hükümete iletmiştir.

Hali hazırda yeni seçilen cumhurbaşkanının anayasa yoluyla yetkilerinin kısıtlanmış olması, ülkede hükümet gücünün artarak devam edeceğini göstermektedir. Giorgi Margvelaşvili, mevcut hükümetin adayı olduğu için her konuda mutabakat sağlanacağı öngörülmektedir. Başbakan Bidzina İvanişvili’nin, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra görevi başkasına devredeceği tartışmaları ise hükümetin şimdiki durumu hakkında tahmin edilemez bir durum oluşturmaktadır. Yeni adayın İvanişvili’ye çok yakın bir isim olacağı açıklandığından, bu konudaki öngörüleri farklılaştırmadan yeni dönem tahlilleri yapmakta mahzur yoktur.

EKSEN KAYMASI TARTIŞMALARI DEVAM EDİYOR

Gürcistan’ın son bir yıldır Rusya ile yakınlaşma siyaseti Batılı ülkelerin büyük tepkisini çekmiş ve çeşitli restleşmelerin yaşanmasına sebep olmuştur. Hatta NATO ile ilişkilerin gerilmesine sebep olan, NATO yanlısı askeri bürokratların tutuklanması da ülke siyasetinde çalkalanma meydana getirmiş, NATO yetkilileri Tiflis’e yapacakları ziyaretleri erteleme kararı almışlardır. [1] Ancak bu konuda yanlış değerlendirmelerin olduğunu belirten Gürcistan yetkilileri esas meselenin Rusya ile ilişkileri normalleştirmek ve devam eden toprak bütünlüğü sorununa çözüm bulmak olduğunu açıklamıştır. Rusya’nın isteksiz ve olumsuz yaklaşımlarını tekrarlamasına rağmen, Gürcü mallarının Rusya pazarına girişi konusunda her türlü faaliyette bulunan Gürcistan makamları aylar sonra istediğini almış, Rusya ile yıllardır devam eden ambargonun bitmesini sağlamıştır. Abhazya ve Güney Osetya meselelerinde Rusya ile ortak çözüm çalışmalarına girmeyi bekleyen Gürcistan, bu konularda acele etmek yerine, ülke için istikrarı sağlayacak kararların alınması yoluna gitmiştir. Örneğin, Rusya üzerinden bu iki bölgeye girenlere uygulanan ağır cezalarda indirime gidilmiş ve zaman zaman Başbakan İvanişvili bu bölgelerde yaşayanları kardeş olarak gördüğünü açıklamıştır.

Gürcistan’da yeni dönemin Rusya yanlısı olduğunu söylemek için henüz erken. Bu konudaki gelişmelerin sadece iki ülke ilişkilerini her boyutta ilerletme ve ülke içi sorunlar konusunda Moskova’nın da yardımıyla tedbir alabilme olduğu görülmektedir.

Her ne kadar Rusya ilişkileri konusunda ısrarlı davranışlar sergilense de, Gürcistan’ın zaman zaman bu ülkeye karşı sert açıklamalar yaptığı da bilinmektedir. Örneğin, Mart 2013’te Rusya Dışişleri Bakanlığı ABD ve Gürcistan tarafından Vaziani Askeri Üssü’nde yapılan askeri tatbikatlarından duyduğu endişeyi dile getirmiştir. Buna karşın Gürcistan Savunma Bakanı Irakli Alasania, Rusya’nın herhangi bir yönlendirmesine ihtiyaçlarının olmadığını çünkü Gürcistan’ın bağımsız bir ülke olduğunu açıklamıştır. Nisan 2013’te Gürcistan Meclis Başkanı ve Gürcü Rüyası Koalisyonu’nun önde gelen isimlerinden Davit Usupaşvili bir televizyon programında, Rusya’nın 2008 savaşında Gürcistan’a yönelik etnik temizleme operasyonu yaptığını ve bu barbarca hareketin tek sorumlusunun Vladimir Putin olduğunu açıklamıştır.[2] Takip eden günlerde, Dışişleri Bakanı Maya Panjikidze Rusya’ya yönelik tavırlarının değişmediğini çünkü ülkenin yüzde 20’sinin işgal altında olduğunu ifade etmiştir. Panjikidze, Moskova’yla yürütülen diyalog çalışmalarının ilişkilerin insani ve ticari boyutlarıyla ilgili olduğunu ifade etmiştir. Başbakan Bidzina İvanişvili’nin eleştirileri ise Haziran 2013’te Batum’da ABD, NATO ve İngiltere temsilcilerinin katıldığı bir konferansta geldi. Her türlü iyi niyete rağmen Rusya’nın Gürcistan’a yardımcı olmadığını belirten İvanişvili, Rusya’nın olumsuz tutumuna rağmen pragmatik yaklaşımları devam ettireceklerini dile getirdi.

Rusya ile yakınlaşma sürecinde NATO ile artan diyalog ve Avrupa Birliği’ne gönderilen iyi niyet mesajları yeni yönetimin denge politikası hakkında olumlu düşünceler oluşturmuştur. Gürcistan’ın Ermenistan’la birlikte Kasım 2013’te AB Ortaklık Anlaşması’nı imzalaması beklenirken Eylül 2013’te Ermenistan’ın, Rusya baskılarına daha fazla dayanamayarak, Gümrük Birliği’ne gireceğini açıklamasıyla Gürcistan kendisini daha rahat ifade etme imkânı bulmuştur. Gürcü yetkililer AB Ortaklık Anlaşması’nı imzalayacaklarını, Ermenistan gibi davranmalarının mümkün olmadığını dile getirmişlerdir.

Kafkasya’nın önemli konumunda bulunan ve doğu ile batı arasında her türlü menfaat temelli ilişkilerin sürdürülmesinden yana olan Gürcistan’ın Rusya ile müzakere sürecinin ne kadar süreceği bilinemez. Ancak bölgede önemli hamlelerde bulunarak Ermenistan, Ukrayna ve Azerbaycan üzerinde büyük etki kurmaya çalışan Rusya’nın Gürcistan içerisinde destekçi bulması da önemli bir konudur. Özellikle son dönemlerde kilisenin Moskova’yla yakın teması ve mevcut hükümet sayesinde ülke içinde yükselen etkisi tartışılmalıdır. Kilisenin bu durumu ülke içinde söz sahibi olmanın yolunu açmakta ve muhafazakârlığın da yükselmesini sağlamaktadır. Bu durumda, onlarca farklı etnik ve dini unsura sahip olan Gürcistan’da iç karışıklıkların artması muhtemeldir. Bu da, hali hazırda toprak bütünlüğü tehlikede olan Gürcistan’ın siyasi istikrarsızlığa girmesine sebep olabilir.

Gürcü analist Aleksander Gvarjaladze, yeni hükümet ve cumhurbaşkanının farklılık oluşturmak adına, tecrübesiz biçimde hareket ettiğini ve bu yüzden orta vadede çeşitli sorunların meydana gelebileceğini belirtmekte. Türkiye ile ilişkiler konusunda da eskisine nazaran daha resmi yaklaşımların sergilenmesinin muhtemel olduğunu belirten Gvarjaladze, Saakaşvili mirasının uygun şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Kısacası, Saakaşvili’nin on yıl boyunca devam ettirdiği siyasi geleneğin tamamen kenara atılması ve mevcut hükümette o dönemden itibaren tecrübe kazanmış isimlere itibar edilmemesi büyük çözülmelere yol açabilir. Bu durum, Gürcistan’la birlikte bölge ülkelerinin istikrarına da olumsuz etki gösterir. Şu ana dar Rusya ve Batı arasında git-gel yaşayan ve attığı her adımda yanlış anlaşılan Gürcistan’ın yeni yöneticilerinin daha bilinçli olması ve Gül Devrimi’nin kazanımlarıyla yollarına devam etmeleri gerekmektedir.

[1] Trend, http://en.trend.az/regions/scaucasus/georgia/2085909.html, Erişim: 27.10.2013.

[2]  Interpressnews, http://www.interpressnews.ge/en/politicss/46539-davit-usupashvili–vladimir-putin-is-responsible-for-2008-ethnic-cleansing.html?ar=A, Erişim: 28.10.2013

Mehmet Fatih ÖZTARSU – Stratejik Düşünce Dergisi / Kasım 2013

You can leave a response, or trackback from your own site.

Leave a Reply

Powered by WordPress | Designed by: Free Web Space | Thanks to Best CD Rates, Boat Insurance and software download