Gürcistan’ın yeni siyaseti

Gürcistan’da gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde büyük oy oranıyla iktidara gelen Gürcü Rüyası koalisyonu, Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili yanlısı siyasetçi ve askerlere yönelik uyguladığı tutuklama operasyonlarıyla iç ve dış politikada eksen kayması tartışmalarını başlatmış ve bu gelişmeler çeşitli çevrelerde büyük endişelerin doğmasına sebep olmuştur.

Başbakan Bidzina İvanişvili’nin izlediği tutuklama siyaseti ilk görünüşte kadro çatışması olarak yorumlansa da temelde, halkın büyük çoğunluğu tarafından da dile getirildiği şekilde, Saakaşvili döneminde zenginliğini çeşitli yolsuzluklarla artıran bürokratik kesimin dağıtılmasını amaçlamaktadır. Nitekim eski İçişleri Bakanı Baço Akhalaia ve Genelkurmay Başkanı Giorgi Kalandadze başta olmak üzere onlarca İçişleri Bakanlığı görevlisi, Tiflis Belediyesi yetkilileri ve çeşitli sermaye gruplarının hedef tahtasına oturtulması kamuoyu tarafından olumlu karşılanmıştır. Halkın büyük kesiminin şimdiye kadar gerçekleştirilen reformların hayat pahalılığını ve işsizliği önleyemediğini belirtmesi ve hakimiyet üzerinde etkisi artan oligarşinin milyarder Başbakan İvanişvili tarafından bitirilmesinin yeni sorunlar oluşturacağını düşünen çevreler de bulunmaktadır. Çünkü bu çevrelere göre yeni hükümet iç ve dış siyaset konularında Saakaşvili’ye ait ekipler kadar tecrübeli olmamakla birlikte acemiliklerini dışa vuran adımlar atmaya devam etmektedirler. Bu kanaati güçlendiren olaylar ise ülkenin çeşitli bölgelerinde işçi, mahkûm ve memurların gerçekleştirdiği iş bırakma eylemleridir.

İşbaşına geldikten sonra hükümetten talep ettikleri maaş artımı ve iş koşullarının iyileştirilmesi konularında umduğunu bulamayan emekçi kesimlerin eylem yoluna gitmesi hükümet için büyük bir fiyasko olarak adlandırılmıştır. Eylemlerin gerçekleştirildiği günlerde Saakaşvili döneminin kıymetini bilemediklerini belirten bazı grupların ise Tiflis’te duvarlara yazdıkları “Affet bizi Mişa” yazıları da kamuoyunda mevcut yönetime karşı  farklı yaklaşımların oluştuğunu göstermektedir.

Gürcü Rüyası koalisyonunun karşılaştığı sorunlar sadece çeşitli çalışan grupların durumunun iyileştirilmesini değil, halkın tümünün talep ettiği şekilde millî refahın yükseltilmesini de içeriyor. Buna ek olarak, farklı etnik ve dinî unsurlara sahip olan Gürcistan’da milliyetçilik ve dinciliğin yükselmesini de önlemesi gereken hükümetin bu konularda yaşayacağı sorunlar dış politikayı da temelden etkileyecektir. Gürcistan’ın dış politika öncelikleri yeni hükümet döneminde kısa süreli de olsa çeşitli yanlış yaklaşımlarla ele alınmış fakat kısa sürede Saakaşvili’nin izlediği Batı eksenli siyasetten dönülemeyeceği anlaşılmıştır. Gürcistan’ın NATO ve Rusya ile ilişkilerde daha dikkatli olması gereken bir dönemde iki tarafla da istenen diyalog sağlanamamıştır ve halihazırda yeni siyasî hamleler üzerinde çalışılmaktadır.

Ülkede gerçekleştirilen tutuklamalar konusundaki görüşlerini beyan eden NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, iç siyasette yaşanan krizlerin endişe verici olduğunu belirtmiştir. Buna ek olarak NATO askerî yetkililerinin Kasım 2012′de ülkeye yapacakları ziyaret ise 2013 yılının ortalarına ertelenmiş ve bu gelişmeler Tiflis’te endişe ile karşılanmıştır. Tutuklanan Genelkurmay Başkanı Giorgi Kalandadze yerine göreve getirilen Irakli Dzneladze’nin görev teslimi sırasında Gürcistan’ın 2014 yılına kadar NATO’ya üye bir ülke konumuna gelmesinin hedeflendiği mesajını veren Saakaşvili, gerekli reformların hız kaybetmeden devam etmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu görev tesliminden sonra, Moskova’ya doğrudan mesaj vermek için, Gürcistan’ın NATO ailesine katılımının Rusya’nın inisiyatifi dahilinde olmadığını dile getiren Rasmussen de, Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya konularında daha olumlu politikalar izleyerek Gürcistan’ı rahat bırakması gerektiğini ve toprak bütünlüğü konusunda Gürcistan’ın yanında olduklarını belirtmiştir.

Gürcistan, önümüzdeki dönemlerde NATO ile Kafkasya’da büyük rekabete girecek olan Rusya’ya yönelik yaklaşımlarında sergilediği ılıman tavırlara karşılık bulamamanın şaşkınlığını da yaşamaktadır. Bidzina İvanişvili iktidara geldikten hemen sonra Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi için Gürcistan’ın eski Moskova büyükelçisi Zurab Abaşidze’yi özel temsilci olarak atadı. Fakat bu adıma karşılık Rusya’nın tavrı ise son derece ilginçti. Rusya, Gürcistan’dan daha somut adımlar beklediğini belirtmiş ve ilişkilerin ancak Tiflis’in gayretleriyle ilerleyeceğini dile getirmişti. Buna karşılık olarak Başbakan Bidzina İvanişvili ise Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’da büyükelçilik bulundurduğu sürece kesinlikle Moskova’yı ziyaret etmeyeceğini fakat üçüncü bir ülkede görüşme yapabileceğini belirtmiştir. Nitekim bu niyet özel temsilci Zurab Abaşidze ve Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Grigori Karasin tarafından gerçekleştirilmiştir. İki taraf aralık ayında Cenevre’de yaptıkları görüşmede uzun vadeli normalleşme süreci oluşturma kararı almış ve ilk aşamada ticarî ilişkilerin ilerletilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Diyalog iki ayda bir gerçekleştirilecek olan buluşmalarla devam edecektir.

Hem toprak bütünlüğünü korumak açısından hem de ekonomik ilişkileri geliştirmek açısından Rusya’yla ilişkileri düzeltme niyetinde olan Tiflis’in attığı olumlu adımların karşılık bulamamasının sebebi, yeni hükümetin henüz tam anlamıyla kendi kadrolarını bürokrasi ve askeriyeye yerleştirememiş olması ve Rusya’nın artık eskisi gibi sert güç kullanmak yerine diplomasi trafiğine önem vermesidir. Bahsettiğimiz birinci sebep, Bidzina İvanişvili’nin Rusya’yla düzeltmeyi hedeflediği ilişkiler için hükümet mekanizmasının henüz hazır olmamasından kaynaklanmaktadır. Hâlâ mücadele edilen Saakaşvili taraftarlarının bu konuda engelleyici güç olma durumu söz konusudur. Ayrıca Gürcü Rüyası koalisyonu bünyesindeki siyasilerin büyük çoğunluğu Avro-Atlantik yanlısıdır. Dolayısıyla hükümetin denge politikasına sarılması gerekmekte.

İkinci sebep ise, 2008′deki Rusya-Gürcistan savaşında kendisini dünyaya yıkıcı bir güç olarak gösteren Rusya, daha farklı bir çizgiyi takip ederek sorunları diplomasi yoluyla çözmeye çalışmaktadır. Bu yüzden Rusya, Tiflis’in Moskova ile sıkı bir diplomasi trafiği oluşturarak başta Abhazya ve Güney Osetya meseleleri olmak üzere bölgeyle ilgili tüm meseleleri bu yolla ele almayı istemektedir. Dolayısıyla sadece özel bir temsilci yoluyla ilişkilerin düzeltilmesini inandırıcı bulmamakta, Tiflis’in daha fazla gayret etmesini istemektedir. Bu yüzden Tiflis’in önerdiği Abhazya demiryolu meselesi ve Ermenistan’la daha sıkı işbirliği konuları önem kazanmaktadır. Aynı zamanda NATO da Rusya’ya karşı daha etkin politikalar üretme niyetinde olduğunu göstermekte. Bu gelişmeler Gürcistan örneğinde, diğer eski Sovyet devletlerinin konumunu da etkileyecektir.

Mehmet Fatih ÖZTARSU

You can leave a response, or trackback from your own site.

Leave a Reply

Powered by WordPress | Designed by: Free Web Space | Thanks to Best CD Rates, Boat Insurance and software download